Rota Hakkında
Kilikya Yolu, büyüleyici doğa manzaraları, antik su yolları ve tarihi kalıntılarla dolu benzersiz rotalar sunar. Lamas (Limonlu) Vadisi’nin kuzeyinden başlayarak nehrin kaynağına doğru uzanan yürüyüş yolları, su kemerleri ve Roma dönemi mühendislik harikalarıyla süslenmiştir. Vadinin derinliklerinde yer alan kanyon geçişleri, doğanın huzur veren atmosferini sunarken, Kızılgeçit’ten Sömek’e doğru ilerleyen rotalar Roma su kanallarını ve askeri kabartmaları gözler önüne serer.
Limonlu Vadisi’nin güney bölümüne ulaşıldığında, antik bir Roma köprüsü, bir kilise ve eski su değirmeni kalıntıları ile karşılaşılır. Sömek’ten İmirzeli ve Çatıören yönünde devam eden yol, Hellenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait kalıntıları keşfetme imkânı sunar. Hermes Tapınağı’nın girişinde yer alan Kerykeion sembolü, sağlık sektörünün kökenlerine ışık tutar. Canbazlı Köyü’nde ise Roma anıt mezarları ve Bizans kiliseleri etkileyici bir manzara oluşturur. Buradan Olba Antik Kenti’ne uzanan yol, su kemerleri ve tiyatro kalıntıları ile antik başkentin ihtişamını sergiler.
Olba ve Uzuncaburç arasındaki kutsal yol, Zeus Tapınağı’na ulaşarak Roma dönemi hac merkezini ziyaret etme şansı sunar. Keşlitürkmenli’ye doğru yapılan yürüyüş, Bizans dönemine ait çiftlik yapıları, Hellenistik-Roma karakolları ve Jüpiter Dolichenus kabartması ile zenginleşir. Ormanlık yollar, Yenibahçe ve Kümbetkale gibi arkeolojik alanlara ulaşarak, antik kentlerin izlerini taşır.
Atakent’e ulaşan güzergâh, kanyonların etkileyici doğasını keşfetme imkânı sunarken, Cennet Cehennem, Akkum ve Kızkalesi rotası, kültürel miras açısından en zengin yürüyüş yollarından biridir. Korykos’tan Adamkayalar’a uzanan patika, Anadolu’nun en etkileyici kaya kabartmalarını görme fırsatı sunar. Kızkalesi’nden Elaiussa Sebaste ve Kanlıdivane yönünde devam eden yol, antik nekropoller, sahil manzaralı kiliseler ve kutsal alanlar ile tarih ve doğayı birleştirir.
Demircili’ye ulaşıldığında, etkileyici tapınak mezarları ile karşılaşılır. Buradan Silifke’ye yürüyüş, Roma ve Hellenistik dönem kalıntılarıyla devam eder. Silifke’den güneye inildiğinde ise Dalyan (Paradeniz) bölgesi, kuş cenneti ve göz alıcı doğasıyla unutulmaz bir deneyim sunar.
Rota Özellikleri







Rota Detayı
Rota Etapları

Olba Yolları olarak adlandırılan ve 16 parkurdan oluşan yol ağının ilkidir. Lamas (Limonlu) Vadisinin en kuzey parkurudur. Tıpkı antik çağda olduğu gibi günümüzde de geniş bir bölgenin su ihtiyacı, Lamas (Limonlu) Nehri’nin kaynaklarından karşılanmaktadır. Bu muhteşem parkurda, Gökler Deresi’nden Kuzeye yönelerek, suyun kaynağına bir yolculuk yapılacaktır. Yaklaşık 18 km uzunluğunda orta düzeyde bir parkurdur.

Ülkemizin en güzel kanyonlarından birisi olan “Lamas” içerisinde, bir yandan kanyonun muhteşem güzelliğini izlerken, bir yandan da akan suyun eşsiz görüntüsüyle ruhunuzu dinlendirip huzur bulacağınız bu parkur, Lamas (Limonlu) Nehrinin yatağı boyunca güneye doğru uzanır. Yol boyunca, 13 km’lik kolay bir yolculuk yapılacaktır. Nehrin kenarında yapılan yürüyüş Kilikya Yolu’nun en güzel parkurlarından biridir.

Lamas (Limonlu) Vadisinde bulunan toplam üç parkurun ikincisidir. Kızılgeçit’ten Güneye doğru uzanan parkur, Lamas (Limonlu) Nehri’nin kıyısını takip etmektedir. Harika doğa manzaralarının yanı sıra, vadinin batı yamacına Roma döneminde açılmış olan su kanallarını izlemek mümkündür. Bu antik su kanalları, Kızılgeçit ve onun kuzeyindeki su kaynaklarından, kıyıdaki antik yerleşimlere “cazibe yöntemiyle” su taşır. Baştan sona, binde 2’lik sabit bir eğimle inşa edilmiş olan bu kanallar, Roma döneminin mühendislik başarısı olarak kabul edilmektedir. Vadiden ayrılıp Sömek köyüne yöneldikten yaklaşık 1 km sonra, yol üzerinde Roma dönemine ait bir asker kabartmasıyla ve bundan yaklaşık 500 m sonra ise, ana aksın 500 m doğusunda kalan ve Anadolu’da eşi olmayan MS 3. yy başlarına tarihlenen bir Athena kabartması ile karşılaşılır. Toplam uzunluğu 16.4 km olan kolay bir parkurdur.

Sömek Köyünden başlasa da, Lamas (Limonlu) Vadisinin üçüncü ve son parkuru olarak tanımlanabilir. Vadinin güney bölümünü içerir. Sömek Köyünden vadiye doğru ilerlerken (yolun 500 metre kadar doğusunda) Anadolu’da eşi olmayan bir Athena kabartması ile ana yola dönüp 500 m kadar ilerledikten sonra da bir asker kabartması ile karşılaşılır. Her ikisi de Roma döneminde yapılmış eserlerdir. Ardından Lamas (Limonlu) Vadisine girilir. Güneye doğru ilerleyen parkurda, vadinin batı yamacında, yine Roma döneminde inşa edilmiş olup kıyıdaki antik kentlere su taşıyan kanalları izlemek mümkündür. Yol üzerinde ayrıca bir Roma Köprüsü, bir kilise ve bir de antik su değirmeninin kalıntıları görülecektir. Yaklaşık 27.4 km uzunluğunda orta düzeyde bir parkurdur. Kilikya Yolu’nun en uzun etabıdır ve kamp yapmaya oldukça uygundur.

Sömek Köyünden başlayan bu parkurun önemli bir bölümü Roma yolu üzerinde yürünmektedir. Olba bölgesinde tespit edilen Roma yolları üzerinde antik çağ yerleşimlerine çok sık rastlanır. Bu güzergah üzerinde de bu yerleşimlerin iyi örneklerini ziyaret etmek mümkün olacaktır. Özellikle İmirzeli ve Çatıören, Hellenistik-Roma ve Bizans dönemi eserleriyle dolu ancak henüz kazılmamış muhteşem ören yerleridir. Oldukça iyi korunmuş durumdaki yapılar arasında Çatıören Hermes Tapınağını resimlemek önemli bir ayrıcalık olacaktır. MÖ 2. yy’a ait bu yapının giriş kapısının üzerinde, Hermes’in sembolü olan Kerykeion (birbirine dolanmış iki yılan) kabartması iki kez resmedilmiştir. Bu sembol bugün sağlık sektörünün sembolü olarak kullanılmaktadır. Yaklaşık 11.2 km uzunluğunda kolay bir parkurdur.

Antik çağda önemli bir kavşak noktası durumunda olduğu bilinen Sömek Köyünden bir başka antik yol ile Canbazlı Köyüne ulaşılmaktadır. Uzun bir bölümü taş döşeme üzerinde yürünecek olan bu tarihi güzergah, arkeolojik zenginliklerle dolu Canbazlı Köyüne ulaşır. Bu köyde MS 2. yy’a ait muhteşem bir anıt mezar ve MS 5 yy’da inşa edilmiş muhteşem bir kilise yer almaktadır. Diğer mimari örnekleri gölgede bırakan bu iki anıt, büyük ölçüde korunmuş durumdadır ve Anadolu’nun en görkemli tarihi eserleri arasında gösterilir. Harika resimlerin çekilebileceği bu köyden ayrıldıktan sonra parkur Olba Rahip Krallığının başkenti Olba’ya devam eder. Karyağdı Vadisinin tabanından ilerleyerek Olba Kentine varılır. Bu bağlantı, yine büyük ölçüde korunmuş durumdaki bir Roma yolu ile sağlanır. Başta muhteşem su kemeri olmak üzere, başkentin etkileyici arkeolojik kalıntıları hafızalarda iz bırakacaktır. Yaklaşık 17 km uzunluğunda orta düzeyde bir parkurdur.

Olba antik kenti, Olba Bölgesinin Hellenistik dönemde başkentidir. Bununla birlikte bugün Olba kentinde karşılaşılan su kemeri, tiyatro, sur duvarları, mezarlar, nympheion gibi anıtsal yapıların tamamı Roma dönemine aittir. Başkentin etkileyici arkeolojik güzelliklerini resimledikten sonra, taş döşeli harika bir Roma Yolu ile Sumakalanı ve Keşlitürkmenli’ye varılır. Yaklaşık 10.7 km’lik orta düzeyde bir parkurdur.

Bölgenin başkenti Olba ile başkentin kutsal alanı Uzuncaburç arasında yaklaşık 4 km’lik bir kutsal yol bulunmaktadır. Olba’nın batı çıkışından başlayan ve büyük bölümü taş döşeli olan bu yol ile antik çağın hac merkezi durumundaki Zeus Tapınağına varılır. Bu kutsal alan Roma döneminde başkent Olba’dan koparılmış, burada Diokaesareia kenti kurulmuş ve böylece iki farklı kent ortaya çıkmıştır. Yeni kurulan Diokaesareia, Olba bölgesinin sonraki başkenti olmuştur. Bu parkurda her iki başkenti ziyaret etmek, müthiş arkeolojik eserler görmek, kutsal yolun orijinal taş döşemesi üzerinde yürümek mümkündür. Uzuncaburç’tan sonra Sumakalanı ve Keşlitürkmenli’ye ulaşan parkur, tarih ve arkeoloji sevenler için en cazip rotalardan biri olarak tanımlanabilir. Yaklaşık 15.3 km uzunluğunda orta zorluk derecesine sahip bir parkurdur.

Bir orman yürüyüşü ile başlayan parkur, önce Bizans dönemine ait bir çiftlik yapısı olan Gökkale’ye; ardından Hellenistik dönemde hüküm sürmüş Olba Rahipler Hanedanlığının önemli karakollarından birinin yer aldığı İmamlı’ya ve son olarak da Yenibahçe Deresine, kısmen Roma yolları üzerinden ulaşır. Arkeolojik eserlerin yoğun olduğu bu parkurda, MS 5. yy’a ait kondisyonu çok iyi durumda bir Bizans villa rusticası (büyük çiftlik evi) olan muhteşem Gökkale’nin yanı sıra, İmamlı-Yenibahçe sınırında bulunan Hellenistik-Roma yerleşimi Meydankale ve yine aynı sınır bölgesinde bulunan, boğa üzerinde ayakta durur vaziyette betimlenen tanrı Jüpiter Dolichenus’un kabartması görülebilir. Yaklaşık 13.5 km uzunluğunda orta düzeyde bir parkurdur.

Kilikya Yolu’nun önemli kavşaklarından biri, Olba Bölgesindeki yol ağının da en önemli arterlerinden biri olarak tanımlanabilecek Yenibahçe’dir. Bu kavşaktan her yöne doğru farklı parkurlar uzanır. Güneydoğuya giden bu parkur üzerinde Roma veya Hellenistik-Roma yerleşimlerinden olan Kümbetkale, Aşağı Dünya Obruğu, Karakabaklı, Sinekkale ve Işıkkale gibi görülmeye değer ören yerlerine ulaşılabilir. Yaklaşık 16.4 km’lik parkur Kuzeyden Güneye doğru yüründüğünde “kolay” veya “orta” zorluk derecesinde değerlendirilebilir. Tersi yönde yürümeyi tercih edenler içinse “orta-zor” şeklinde kategorize edilebilir. Parkurun sonunda Silifke’nin 4 km doğusunda yer alan Kabasakallı Köyüne ulaşılır.

Yaklaşık 11.6 km uzunluğunda orta düzeyde bir parkur olarak tanımlanabilir. Kilikya Yolu’nun en güzel kanyonlarından biridir. Başkent Olba ile sahil arasındaki bağlantıyı sağlayan güzergahın en etkileyici kısımlarından biri olan bu parkur, antik çağdan günümüze kadar yol olarak kullanılan vadilerin de en karakteristik örneklerindendir. Parkurun sonunda Atakent’e ulaşılmaktadır.

Kilikya Yolu’nun geçtiği güzergahlar arasında kültürel miras açısından en zengin parkurlardan biri ve hatta birincisi olarak değerlendirilebilir. Adı geçen merkezlerin tamamında ören yerleri bulunmaktadır ve bu örenlerin her biri etkileyici görsellere ve tarihi öykülere sahiptir. Yaklaşık 15.2 km’lik harika bir yol ile Kızkalesi’ne ulaşılır. Zorluk derecesi orta düzey parkurlardan biri olarak tanımlanabilir. Cennet Cehennem’den tam güneye inildiğinde ise yaklaşık 2 km sonra Narlıkuyu beldesine ulaşılır. Buradaki antik hamam yapısının taban mozaiğinde yer alan üç güzelleri görmeden gitmemek gerekir.

Kızkalesi merkezinden kuzeye doğru uzanan vadinin doğu yamacından 3,5 km’lik kolay bir yol takip edilerek, Anadolu’nun en etkileyici kültürel miras alanlarından biri olan Adamkayalar’a ulaşılır.
Korykos (Kızkalesi)
Mersin’in sembolü olan ve kent merkezinin yaklaşık 60 km. batısında yer alan bu güzel beldede, sahile çok yakın bir de ada bulunur. Ada üzerinde orta çağda bir kale inşa edilmiştir ve bu kaleye ait bir de halk hikayesi vardır. Hikayeye göre kahinler, kralın kızının bir yılan tarafından sokulacağını haber vermiştir. Bunun üzerine kral şehrin karşısındaki ada üzerine kızı için bir kale inşa ettirmiş ve bu sayede kızını güvenceye almak istemiştir. Ancak adaya götürülen bir üzüm sepetinin içindeki yılan, kahinlerin kehanetini doğrularcasına kralın kızını zehirlemiştir. Korykos antik kentinin modern adı, bu hikaye ile bağlantılı olarak Kızkalesi'ne dönüşmüştür.

Sahildeki büyük ören yerlerini birbirine bağlayan bu parkur Kilikya Yolu’nun en önemli kültür rotalarından biridir. Korykos’un (Kızkalesi) saklı nekropolünden başlayacak olan parkur, Anadolu’nun en kalabalık mezarlık alanlarından birini geçtikten sonra muhteşem kondisyona sahip kiliseleri görür. Deniz manzarası eşliğinde yürünen yolun devamı diğer bir önemli antik kent olan Elaiussa Sebaste’ye (Ayaş) yönelir. Eskiçağda bölgenin başkentlerinden biri olan Elaiussa Sebaste antik kentinin etkileyici kalıntıları görüldükten sonra, antik yol bir diğer önemli mezarlık alanından geçer ve antik çağda bölgenin en önemli kutsal alanlarından olan Çanakçı ve Kanlıdivane’ye ulaşır. Yaklaşık 12.7 km uzunluğunda olan parkurun zorluk seviyesini orta olarak değerlendirmek mümkündür.

Kilikya Yolu’nun en önemli kavşaklarından biri olan Yenibahçe’den Güneybatıya doğru uzanan bu parkur, bölgenin en güzel anıtları listesinin en üst sıralarına yazılabilecek Demircili anıt mezarlarına ulaşır. Yaklaşık 10.1 km’lik parkurun zorluk seviyesini kolay olarak değerlendirmek mümkündür

Demircili’deki muhteşem anıt mezarların görülmesinden sonra yaklaşık 6.7 km’lik kolay bir yürüyüş ile Silifke kent merkezine ulaşılır. Demircili’de çeşitli dönemlere ait yapı kalıntılarına rastlanmakla birlikte, en dikkat çekici anıtlar olarak tapınak mezarları göstermek mümkündür. Bu merkezde, ikisi anayolun solunda, üç tanesi ise yolun sağında olmak üzere, birbirine çok uzak olmayan mesafelerde beş adet anıt mezar bulunmaktadır . Ayrıca biraz daha doğuda bulunan Horozkale ya da Öterkale olarak adlandırılan mevkideki piramit çatılı mezar da, aynı kompleksin bir üyesi olarak değerlendirilebilir .

Silifke’den güneye doğru 13.2 km’lik kolay bir yürüyüşle Dalyan mevkiine yani Paradeniz’e ulaşılır. Bir doğa harikası olan Paradeniz, yaklaşık 400 türe ev sahipliği yapan bir Kuş Cenneti’dir. Özellikle kuşların göç mevsiminde büyük kolonilerle karşılaşmak veya şanlıysanız endemik türleri görmek mümkün olabilir. Bu durum, bölgeyi cazip hale getiren etmenlerin başında yer almaktadır. Paradeniz’in manzarası ve koruma altındaki Delta’nın şaşırtıcı renkleri de bu parkuru çekici hale getirmektedir.